Öz
Amaç
Bu çalışma, lökositlerde, plazma serbest hücre DNA’sında (cfDNA) ve biyopsi hücrelerinde telomer uzunluğu ölçümleri ile teknesyum-99m (Tc-99m) metoksiizobütilizonitril (MIBI) sintigrafisinin, kötü huylu tiroid lezyonlarının teşhisinde non-invaziv yöntemler olarak etkinliğini ve rolünü değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
Yöntem
Malign tiroid nodülleri ön tanısı konulan ve ultrason, Tc-99m MIBI sintigrafisi ve ince iğne biyopsisi uygulanan 128 hastanın verileri analiz edilmiştir. Doksan sekiz hastada, lökositlerde (kandan), cfDNA’da (plazmadan) ve biyopsi hücrelerinde telomer uzunlukları kantitatif polimeraz zincir reaksiyonu yöntemiyle ölçülmüş ve göreceli telomer/tek kopya gen (T/S) oranı hesaplanmıştır. Sitolojik inceleme sonuçlarına göre hastalar; kötü huylu, iyi huylu ve şüpheli olmak üzere üç gruba ayrılmıştır. Gruplar arası farklar Kruskal-Wallis ve ki-kare testleriyle analiz edilmiş, değişkenler arasındaki korelasyonlar Spearman korelasyon analizi ile değerlendirilmiştir.
Bulgular
Tc-99m MIBI sintigrafisinin kötü huylu tiroid nodüllerini teşhis etmedeki duyarlılık, özgüllük, pozitif öngörü değeri, negatif öngörü değeri ve doğruluk oranları sırasıyla %64,70, %79,16, %29,72, %83,51 ve %67,96 olarak bulunmuştur. Bu sonuçlar literatürle uyumlu olmakla birlikte, pozitif öngörü değerinin belirgin şekilde düşük olduğu gözlemlenmiştir. Lökosit, plazma veya doku örneklerindeki telomer uzunlukları (T/S oranları) açısından gruplar arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır.
Sonuç
Tc-99m MIBI sintigrafisi, tiroid nodüllerinde malignitenin tespitinde makul bir tanısal doğruluk sunmaktadır. Ancak sınırlı raporlara rağmen, telomer uzunluğu ölçümlerinin tiroid malignitesini öngörmede güvenilir bir yöntem olmayabileceği anlaşılmaktadır. Bu bulguların daha kapsamlı çalışmalarla araştırılması gerekmektedir.